Menü Kapat

Paylaşım ve İçerik Kavramları Üzerine Yazılı Monolog

Paylaşım ve İçerik Kavramları Üzerine
Paylaşım ve İçerik Kavramları Üzerine

Türk Hava Yollarında staj yaparken websitesi ile ilgilenen bölümün duvarında kocaman bir afiş asılıydı. “Content is King”-Bill Gates. İçerik Kraldır diye çevirdim ben bunu kendi dünya kurgumda. Peki içerik ne? Neden üretiyoruz ve neden paylaşıyoruz? Sizlerle paylaşarak bu içerik hakkında kendimce biraz monolog yapmak istiyorum. Paylaşım ve İçerik Kavramları hakkında düşüncelerim:

İçerik Nedir? Neden İçerik Üretiyoruz?

Kendimizce bunun bir tanımını yapalım. İçerik, içermek sözcüğünden gelmektedir diye düşünüyorum. Yazı boyunca da herhangi bir kaynakça kullanmayacağım. Son 3 gündür yazmaya çalıştığım “Paper”ın kaynakçaları beni yordu. Burada olabildiğince kendim yazacağım ki tek kaynak kendim olsun. Nerede kalmıştık? İçerik, içeren, bir şeyleri içinde barındıran kelimenin kendisi. İnsanın var oluşundan beri süregelen bir oluşturma ihtiyacı duyduğu o anlamlar bütünü. Mağara resimlerinden TikTok videolarına kadar bir süreçten bahsediyoruz ki türlü türlü şekillere girmiş. Kaynağımın kendim olduğu sıralamayı bir yapmaya çalışayım(sıralama doğru olmayabilir):
“Mağara resimleri, besteler, mimari eserler, yazı, heykeller, matbu eserler, fotoğraf ve video.”

Peki, Bill Gates neden içeriği bu kadar çok önemsedi? Açıkçası şahsına münhasır bir davranış olduğunu düşünmüyorum. Binlerce yıldır devam etmesinin en ilkel sebebi “ölümsüzlük”. İnsan bir şekilde ölümsüz olmak istiyor. Tanrıyla olan savaşında galip çıkmak için çabalıyor. Ama nafile! Bunu Tanrı olarak tek varlığa indirgemeyip ölüm, korku, şan, şöhret gibi şeylere de bağlayabiliriz. Ama ne diyor tasavvufta? Tek varlık Tanrı. Diğerleri ise bir hiç. Tek varlık.

Reklam devrimi ne zaman başladı herhangi bir fikrim yok. Ama bilgisayar ve internet devrimiyle hayatımızın her alanına girdiği kesin. Daha önceleri dergi ve televizyonlarda olan artık cep telefonumuzda, yatak odamızda, arabamızın içinde vs. Bu da haliyle insanları etkiliyor. Reklam sektöründe inanılmaz paraların döndüğü aşikar ki herkes bir şekilde bu pastadan biraz biraz pay almaya çalışıyor. Bu gözler neler gördü neler? Kendi kişisel bloguna reklam alan milletvekilinden en saçma içeriği kendi sitesinde backlinkleyen uluslararası firmalar…

Çok da dağıtmayayım konuyu. İçerikten bahsediyordum. Tabii ki insanlar para kazanmak istiyor, şirketler de reklam vermek istiyorlar. Peki nereye verecekler bu reklamları? Bunun için de insanları çeken topluluklar, hesaplar olması lazım. Kimisi haber sitesi olarak bu işlevi görüyor, kimisi de kendi hesaplarından bunu yapıyor. Daha fazla içerik üreten, algoritmayı tutturan ve ilgi çekici üreticiler karşımıza çıkıyor. Algoritmalar bizleri buraya yönlendiriyor. Buradan itibaren sanırım paylaşım bölümüne geçiyoruz.

İçerik Üretmeden İçerik Paylaşmaya Doğru

Benim karşılaştığım ilk içerik paylaşma durumu kitap yazmak. Ama bunlar başka şirketlerin ticari olarak yaptığı kısma giremez. Gazeteri ve televizyonları içerik üreterek reklamdan para kazanan sistemlere sokabiliriz ama bunların hepsi kurumsal bir yapıda oluşan sistemler. İlk hatırladığım kişisel içerik üretme ve paylaşı merkezi olarak blogspot kalmış aklımda. Tabii bundan sonra da Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medyaların türemesiyle herkesin içerik üretebilme imkanına sahip olduğu bir hayata atılmış olduk.

Burada antrparantez bir süreçten bahsetmek istiyorum. Nasıl kaliteli içerikten kalitesizliğe sürüklendiğimize dair. Merak etmeyin ülkemize münhasır değil:). Yalın Alpay’ın bir konuşmasında denk geldiğim içerik kalitesi sürecine dair. En kaliteli içeriklerin gazete, kitap vs. hükümranlığında üretilmesi fakat radyonun icat edilmesiyle birlikte hitap ettiği kesimin okuma-yazma zorunluluğun kalkmasından ötürü kalitenin düştüğü. Tabii televizyonlar ve internetle birlikte seviyenin yerlere inmesiyle aynı zamanda arşa çıktığını da söylemeliyim.

Paylaşarak kendisine hit alan insanlar bir şekilde kendilerine reklam vermeye başlar oldular. Bunlar “influencer” olarak adlandırılmaya başladı. İlk başlarda çok samimi gelen bu pazarlama tekniği gittikçe gaddarlaşan bir sistem dönüştü. Nice vergisiz kazançlarla birlikte hızla yükselen bomboş bir kitleden bahsediyoruz. Özellikle YouTube’la birlikte inanılmaz bir şekilde çocuklara içerik üreten kesimin hızlı bir yükselişine şahidiz. Ve gerçekten bu kesimin ne ürettiği hakkında bir haberiz. Kaliteli içerik yok. Var gerçi. Ama bu çöplükte bulurken zorlanıyoruz.

Kaliteli İçerik Nedir? Nasıl Bulabilirim?

Açıkçası kendime sorduğum en büyük sorulardan bir tanesi şu anda bu. Kaliteli içerik nasıl bulabilirim? Aslında kitaplardan bir şekilde gerçekten bulunabiliyor. Ama ben de sıradan bir insanın gireceği triplere girip videodan daha hızlı bir şekilde öğrenmek istiyorum. Kitaplar bir şekilde zorlayıcı geliyor ama buna bir çözüm bulmam gerekiyor. Ben sizlerle şimdilik birkaç kaliteli içerik paylaşan yerler paylaşayım. Sizler de benimle paylaşabilirseniz çok mutlu olurum. En sevdiklerimi paylaşmak istemiyorum çünkü paylaşıldıkça içeriklerin kaliteleri düşüyor 🙁

  • Podcast olarak bulduklarım:
  • Art-niyet
  • Flaps Club Röportajları
  • Websitesi olarak bulduklarım:
  • Kesinlikle ve kesinlikle ekşisözlük.

Ekşisözlük ve İçerik Çöplüğü

Hayatımda keşke ben yapsaydım dediğim bir platform. Çok farklı bir yer. 10 yaşında başlayan birisi yaşına göre içerik üretirken zamanla içerikleri değişiyor. Beyblade içerikleri girerken 25 yaşına gelince tıpla alakalı içerikler girmeye başlıyor. Ve bağını kopartmıyor. İnanılmaz bir bilgi akışı dönüyor, bilmem neyin neyinin nereden çıktığı, hangi ülkede ne olduğu vs vs. Bir haber sitesi bir yandan. Bir yandan ansiklopedi. Bir yandan sözlük.

Bunları yazarken laf arasında bir anımı da paylaşmak istiyorum. Lise 1. sınıfta sunum yaparken ilk defa kaynakça vereyim dedim. Gaflete düşüp ekşisözlük linkini de paylaştım. Çok saygıdeğer hocamız da bunu görüp dedi ki yanlış yapmışsın. Çok haklı ve hata. Ama bunu gidip diğer sınıflarda bir dalga, espri olarak anlatmak da çocukça geldi. Ki prezantasyon olarak elime su dökebilecek az kimse vardır diye düşünüyorum.

Evet, ekşisözlük mükemmel bir yer olabilir. Her konu hakkında danışabileceğiniz kişiler bulabiliyorsunuz. Tasavvuf terimlerinde, eserlerinde bile inanılmaz içerik paylaşımı yapılmış oluyor. Fakat bir yandan buranın tamamen sanal olduğunu, insanların tamamen sallamasyon bilgi yazabileceğini de. Bu da değerli bilgilerin etrafını çok ciddi bir şekilde sarmalamış durumda. Dikkatlice araştırılıp ona göre davranılması gereken bir mecra. Beni en çok etkileyen ise bu entry olmuştu. Aylar öncesinden birisinin depremi 1 gün farkla tahmin edebilmesi idi durum.

Hasılı efendim. Gelelim tekrar asıl meselemize. Burada da sizden af dilemek istiyorum. Tek oturuşta yazamadım blogu. Sürekli ayrılmak durumunda kaldım bilgisayar başından. Bu yüzden bölük pörçük olabilir.

Instagram, Vine ve TikTok Belaları

Şimdi neden bu mecralara birer bela dediğimi açmam gerekiyor. Üstteki kısımlarda içeriğin kalitesizleşme serüvenini anlatmıştım. Nasıl bir radyo içeriğin kalitelisini düşürüyorsa bu mecralar da inanılmaz bir kalite düşüklüğüne sebep oldular. Aslında tam günümüze hitap eden içerikler sundular bize. Kısa, basit, hızlı tüketilebilir.

Bu yüzden inanılmaz kitlelere ulaştılar. Twitter böyle olmadı mesela. Daha dar çapta kaldı bunlara istinaden. Daha kaliteli içeriklere ulaşmanız çok muhtemel. Fakat bu mecralarda kaliteli içeriğe erişebiliyorum diyen birisinin olmadığına yemin edebilirim. Özellikle Vine’ın devamı olan TikTok ile birlikte inanılmaz bir çöküş yaşıyoruz. TikTok içerikleri tüm mecraları sarmış durumda. Her içerik(!) TikTok’ta üretilip diğer mecraları parazit gibi sarıyor. Umarım kısa zamanda bu belalardan da kurtuluruz. TikTok yaşattığı toplumsal çöküntüden bahsetmiyorum bile.

Bugün de bu kadar sanırım. Bir sonraki yazımda farklı bir yazımı paylaşacağım. Paper aslında. Fîhi Mâ-Fîh üzerine karaladığım bir yazı. Eğer şanslıysanız bu linke tıkladığınızda ulaşabiliyor olmanız gerekiyor. Şimdilik esenlik ve sağlıcakla.

Dipnot: Neden Feodosya Rozeti kullandım? İnternet veya türevleri olmadığı ilkel zamanlarda en büyük kültürel paylaşımı sağlayan araç olduğu için. Bir kıtadan başka bir kıtaya insan taşıyan bir araç. Yeni bir dünya keşfeden tüm her şeyi yeniden paylaştıran bir araç olduğu için.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir